Leibniz, Vesilecilik ve İmam Gazali

Tez Sunumu

Leibniz, Vesilecilik ve İmam Gazali

Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümünde yüksek lisans yapan Ahmed Halil Oğuzhan Gül’ün “Leibniz’s Criticism of Occasionalism and A Response Through A Reconstruction of Al-Ghazali’s and Malebranche’s Arguments” isimli tez sunumunu dinleyeceğiz.

Programda “Vesilecilik” anlayışı İmam Gazali ve Malebranche’nin düşünceleri çerçevesinde incelenirken Leibniz’in argümanlarına eleştirel yaklaşımlar ele alınacak.

14 Ekim Pazartesi
18.00
NH 102

Leibniz’in Vesilecilik Eleştirisi ve Bu Eleştiriye İmam Gazali ve Malebranche’ın Argümanları Bağlamında Bir Yanıt

Tez, öncelikle Leibniz’in eleştirisi bağlamında vesilecilik teorisini açıklıyor ve daha sonra bu eleştiriye İmam Gazali ve Malebranche’ın argümanlarını kullanarak cevap veriyor.

Vesilecilik bir nedensellik teorisidir. Eşyanın neden var olduğu ve ne şekilde olduğunu, yani eşyayı hem varlığı hem de özellikleri bağlamında ele alır. Vesileciliğe göre bizim doğada etken neden olarak gördüğümüz şeyler aslında gerçek manada neden değil, yalnızca Allah’ın o şekilde yaratmak için ortaya çıkardığı vesileler/ara nedenlerdir. Bu teoriye ara nedencilik de denir.

Leibniz, Vesilecilik teorisinde eşyaya içkin bir nedensellik olmadığı için bu teoride şeylerin gerçek manada sürdürülebilir olmadığını öne sürer. Bir şeyin varlığını sürdürebilmesi için zaman içerisinde değişmeyen bazı özellikleri olması gerektiğini savunur. Ve bu özellikleri o şeylerin nedenselliğine bağlar. “İçkin olanın ortaya çıkardığı sonuçlar bize o şeyin zaman içerisindeki sürekliliğini verir ve eğer şey’den bu içkin kuvvet alınırsa ortada şey diye bir şey kalmaz” der. Eğer ortada şey yoksa, değişimlerin/arazların bir mahalli kalmaz, dolayısıyla bu mahal Tanrı olmuş olur. Böylece arazlar bu tek varlığın modifikasyonlarına indirgenirler ve ortada şey diye bir şey kalmamış olur. Bu düşünce Monizm olarak adlandırılıyor. “Occasionalism zorunlu olarak Monizm’e kayar” der Leibniz.

Bu ciddi bir eleştiridir. Çünkü Monizm, monoteist düşünce için heretiktir, küfür olarak algılanır. Çünkü bu görüş tanrıyı ve şeyleri iç içe ve tek olarak görür.

Gazali’nin argümanları:

  1. Eş’ari Metafiziği: Uzaydaki nesneler süreklilik içermezler, çünkü nesneler atomlardan oluşurlar ve zaman da atomiktir ve süreklilik içermez. Dolayısıyla atom da her an yaratılmak durumundadır. Bu da Allah’tan başka bir şeyin yaratan olmasına imkan tanımaz.
  2. Nedensellik zorunlu bir ilişkidir. İki şey arasında bir zorunluluk yoksa biri diğerinin sebebi olamaz. Occasionalism der ki: Kadir-i mutlak olan Tanrı bir şeyin var olmasını diler ve onun iradesiyle sonuç arasındaki ilişki zorunludur. Bunun dışında kalan hiçbir şey zorunlu değildir ve bu yüzden mutlak bir neden olarak da algılanamaz.

Etken neden olabilmek için sahip olunması gereken birtakım koşullar vardır. Eşyaların zaman içinde ortaya çıkmaları ve mümkün şeyler olmaları onlara özgü iki özelliktir. “Mümkün bir şeyin varlığı tercihi gerektirir” der Gazali. Tercih de müreccihi yani “tercih eden”i gerektirir. Dolayısıyla bu gerçek nedenin irade sıfatına sahip olması gerekir. İkinci olarak, sürecin bir düzeni var ise bilgi de vardır. Bu bilgi, onun ilim sıfatına sahip olmasını gerektirir. Üçüncü olarak, bir şeyin ortaya çıkması için kudret gerekir. Bu sıfatlara sahip olan bir varlığın aynı zamanda canlı, yani hayy olması gerekir. Hayy, ilim, irade ve kudret sıfatlarına sahip olan bir şey ancak her şeyin nedeni olabilir. O da Allah’tır. İkinci bir neden ise mümkün değildir. Çünkü nedensellik zorunluluğu gerektirir, doğada zorunluluğu gözlemleyemiyoruz ve doğadaki şeyler Tanrı’nın iradesiyle ortaya çıkmıştır.

Malebranche’ın argümanları:

  1. Eşya modlarıyla beraber yaratılır, eşyayı modlarından ayıramayız. Eğer eşyanın varlığını Tanrı’ya dayandırıyorsak modlarını/özelliklerini de ona dayandırmak zorundayız. 
  2. İlk yaratmayla sonraki tüm yaratmalar aslında faklı değildir. Yaratılmış olan açısından bir farklılık olsa da yaratan açısından aynıdır.

Vesilecilik Teorisi, Tanrı’nın delilleri zemininde bize şunları da vermiş oluyor:

  1. Tüm eşyanın var olmak için ilim, irade ve kudret sahibi bir yaratıcıya muhtaç olması.
  2. Şeylerin etken neden olamayacağı fakat evrende bir yerleri olduğu. Böylece her şey yerli yerine oturmuş olur.

Böylece bu sistemde mucizelere de yer açılmış oluyor. Mucizelerin aslında sıradanlığın dışına çıkan, fakat diğer tüm şeyler gibi Tanrı’nın iradesiyle ortaya çıkmış şeyler olduğunu kanıtlar.