Bilindiği üzere 10 Muharrem, yani Aşure gününde ve önceki veya sonraki gün oruç tutmak Rasulullah (as)’ın sünnetlerinden*. (Aşûre günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolunur.) [Müslim, Tirmizî, İ. Ahmed, Taberanî] Ramazan orucu farz kılınana kadar Müslümanların bu orucu terk etmediklerini biliyoruz. Hz. Aişe bunu şöyle anlatıyor: “Resûlullah (as), Aşûre günü oruç tutulmasını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca, dileyen Aşûre günü oruç tuttu, dileyen tutmadı.” (Buhârî, Savm, 69; II, 250)
Bizler de BİSAK olarak sünneti yaygınlaştırmak, muharrem ayını içerisinde sadece aşure tatlısı yapılan ay olmaktan bir adım ileriye taşımak ve bunu vesile bilip farklı insanlara da dokunabilmek niyetiyle 11 Muharrem, (4 Kasım Salı) Kuzey Meydan’da çorba ve aşure dağıttığımız bir iftar tertip ettik.
Hz. Peygamber (s.a.s) Muharrem ayının 9, 10 ve 11. günlerinde oruç tutmayı ashabına tavsiye etmiştir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
*Resulullah (s.a.s.) Aşûre günü oruç tutunca kendisine; “Ey Allah’ın Resûlu, bu gün, Yahudilerin ve Hristiyanların hürmet gösterdikleri bir gündür” dediler. Bunun üzerine Resûlullah, “Gelecek yıl inşaallah Muharremin dokuzuncu gününde de oruç tutacağız” dedi. Ertesi yıla ulaşamadan Resûlullah vefat etti. (Müslim, Sıyâm, 133; I, 797-798)